28 Eylül 2011 Çarşamba
Irkına İhanet!
Yalnızlığın İnfazı
Zihin operasyonu
Adamın biri New York Central Park’ta yürüyüş yaparken, aniden bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir boğuşmadan sonra, üzeri yara bere içinde kalır ama köpeği öldürür. Bu arada küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine gelir. Sarılıp, teşekkür ettikten sonra der ki:
- Sen bir kahramansın! Yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlığı da şöyle olacak: “New York’lu cesur bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı!”
-Ama ben New York’lu değilim ki!
-Fark etmez. Bu durumda o zaman gazeteler şunu yazacaklar: “Cesur Amerikalı, küçük kızın hayatını kurtardı!”
-Ama ben Amerikalı da değilim.
-Yine fark etmez. O zaman da gazeteler şöyle yazarlar: “İnsanlık ölmedi. Bir genç, küçük kızın hayatını kurtardı.”
-Pekiyi, sen nerelisin?
-Ben Irak’lıyım!
Polis, kızı hastaneye götürür. Adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır: “Radikal bir İslâmcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü...”
ABD’li stratejist George Friedman şöyle diyor: “Türkiye 100 yıl sonra dünyanın en büyük 4 gücünden biri olacak. Çin ve Rusya gibi ülkeler gerileyip yerini Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya gibi yeni dünya güçlerine bırakacak.” * Afşin SELİM Yeniçağ
27 Eylül 2011 Salı
Türk Mührü Taşıyan Anadolu Gel!
26 Eylül 2011 Pazartesi
Sizinde Haberiniz olsun...
2011-2012 Eğitim öğretim yılı başında Millî Eğitim Bakanlığı'nın ders kitapları ile birlikte okullara gönderdiği broşürlele ilgili CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, TBMM Başkanlığı'na Bakan Ömer Dinçer’in cevaplaması isteğiyle bir soru önergesi verdi.
Önergedeki sorular şunlardır:
“1-Tarafınızdan gönderilen broşürde Büyük Önder Atatürk’ün fotoğrafı neden boş çerçeve olarak görülmektedir?
2- Boş çerçeve fotoğrafla öğrencilerimize verilmek istenen mesaj nedir?
3-Başbakan’dan gelen broşürde yapılan AKP propagandasının eğitime katkısı nedir?
4- Başbakan bu işleri milletin ödediği vergilerle yapmadı mı?
5-İlköğretime ait bazı kitaplarda Atatürk fotoğrafı, Gençliğe Hitabe, İstiklâl Marşı’nın yer almamasının sebebi nedir?
6- MEB’nin görevlerini sıralayan ikinci maddedeki A fıkrasını kaldırdınız. Böylece eğitim ‘milli’ olmaktan çıkacaktır.
7-Bakanlığınızın başındaki ‘milli’ sözcüğünü kaldırmayı ne zaman gerçekleştireceksiniz?”
Ağah Oktay GÜNER Yeniçağ Gazetesi
Neden Susar Türkiye?
25 Eylül 2011 Pazar
Müstahak...( !)
24 Eylül 2011 Cumartesi
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cevabı
Ben dün duydum...
Yahudi’nin birine tokat atan adam hakim karşısına çıkarılır:
-Neden vurdun?
-Bunlar İsa Peygamberi çarmıha germişler...
-İyi de bu kaç bin yıl önce olmuş..
-Valla ben dün duydum...
22 Eylül 2011 Perşembe
Yolsuzluk Profları…
21 Eylül 2011 Çarşamba
Bahane Aramayın!
Asalet Özden Gelir
Eli kanlı terörist başı (KŞ), işlediği suçlar için neden yargılanmıyor?
Vatan Gazetesinden Mustafa Mutlu “ Eli kanlı terörist başı(KŞ) işlediği yeni suçlar için neden yargılanmıyor?” diye soruyor ve şöyle devam ediyor.Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı, askeri, polisi tehdit etti...
Talimat verdi, Terör örgütü (KŞ) sempatizanları sokaklara dökülüp içindeki yolcularla birlikte otobüs yaktı...
Bir sinyal çaktı, dağdaki teröristler karakol bastı...
Bir göz kırptı, Meclis’teki adamları yüzlerce kampanya başlattı...
Parmağını şıklattı; Güneydoğu’da binlerce kişi askeri, polisi taş ve molotof yağmuruna tuttu...
Yani... İstediği zaman akan kanı durdurdu, istediği zaman da büyük felaketler yaşanmasına neden oldu!
Sadece yakalandığı tarihten bu yana iki bine yakın güvenlik görevlimizin şehit olmasına, altı bine yakınının yaralanmasına, binlerce irili ufaklı olaya yol açtı...
Üstelik tüm bunları devletin gözünün önünde yaptı...
Bu ülkenin tüm savcılarına soruyorum:
Nasıl oluyor da bu eli kanlı terör şefinin 10 yıldır sürekli olarak yeni suç işlemesine seyirci kalıyorsunuz?
Onun bu suçları işlemesine göz yumarak “yataklık yapan” savcılar, cezaevi yöneticileri, Adalet Bakanlığı yetkilileri hakkında hiçbir işlem yapılmayacak mı?
Eğer bu ülke, gerçekten bir hukuk devletiyse...
Eli kanlı terörist başı(KŞ), son 10 yılda işlediği tüm suçlarla ilgili olarak hâkim önüne çıkarılıp, yargılanır...Ne hukuku Mustafa Bey, hukuk sana, bana. Yürek ister yürek! 40.000’e yakın insanımızın ölümünden sorumlu olduğunu dünya kamuoyuna duyurduğumuz eli kanlı terörist başını yaşatacağımızı ABD’ye söz vermedik mi? Yaşatmak için kanun çıkarmadık mı? İdamı kaldırmadık mı? Suçsuz günahsız fakat fakir vatandaşlar Pazar yerlerindeki döküntülerle, çöplüklerden topladıklarıyla yaşamaya çalışırken eli kanlı katili en güzel şekilde beslemiyor muyuz. Galiba “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir insanı yaşatan da bütün insanlığı yaşatmış sayılır” ayetinden etkilendiler. Acaba o yüzden mi eli kanlı katili öldüremiyorlar. Allah sonumuzu hayır eylesin. *(KŞ) ile belirttiğim yerler; terörist başının ve örgütünün reklamını yapmamak için adlarını yazmayıp tarafımdan eklenen yerlerdir. Mustafa Mutlu / Vatan
18 Eylül 2011 Pazar
Şahbaz’ın Sevdası Destana Benzer...
15 Eylül 2011 Perşembe
Tanrı Canlıları Yaratmış
Altın Sözler...
“Vecd ile yaşayan duygulu bir millettir. İçgüdüleri asilânedir. Onların yurdu ‘Efendiler’ diyârıdır. Kahramanlar, şahsiyetler ülkesidir. Bence, insaniyete şeref veren böyle bir milletin düşmanı olmak, insanlığın düşmanı olmaktan farksızdır. Böyle bir lekeden Allah beni korusun.” *Hayyam demiş ki! Ben Haram ile Helali karıştırmam... Dost ile içilen 'RAKI' helaldir, 'Puşt' ile içilen su bile Haram. *“Meclis’te var 450 mezar taşı, tek başına ne halt etsin Osman Bölükbaşı..” * Dünyanın aklının %98’i Sultan 2. Abdülhamid’de, % 1’i bende, kalan %1’i diğer insanlardadır. Otto von Bismarc *Ağızdan çıkan söz kulağa, kalpten çıkan söz kalbe gider. Atasözü
13 Eylül 2011 Salı
Ahmaklar!
Aslına Huuu… Nesline Huuu!...*
Vakti zamanında bir hükümdar, vezirlerine şöyle bir emir vermiş. —Tebaamdan bana Hızır Aleyhisselam’ı bulup getirecek bir kul var mıdır? Araştırılsın!.. O gün memleketin dört bir yanına tellâllar çıkartılmış. Ancak kimsenin bu işe cesaret ettiği yok! Fakat devletin elinin erişmediği uzaklarda bir yerde pek yoksul bir ihtiyar yaşarmış. Adamcağız uzun uzun düşündükten sonra “Eğer bazı şartlar öne sürer bu işe razı olursam ahir-i ömrümde birkaç zaman bolluk ve refah yüzü görürüm. Hükümdarın tebaası olarak bizi arayıp sorduğu mu var? Hem ola ki talih yaver gider,” deyip sarayın yolunu tutmuş. Hükümdar ihtiyara kırk gün süre tanıyıp her türlü isteğinin yerine getirilmesini ferman buyurmuş. İhtiyar o kırk günde ne kadar fakir fukara varsa doyurmuş, yardımda bulunmuş. Kırkıncı gün sarayın adamları kapıya dayanmışlar ve “Buyur efendi gidiyoruz!” demişler. Zavallı ihtiyar, sayılı günün çok çabuk geçtiğini bilerek emre rıza göstermiş. Yolda yanlarına bir fakir derviş takılmış. —Ben de sizinle geleyim ve sarayı bir kez olsun göreyim, demiş. İhtiyar ve sarayın adamları buna rıza gösterip huzura varmışlar. Hükümdar ihtiyara bakmış; ihtiyar hükümdara bakmış. Ortada ne Hızır var, ne mazeret. Adamcağız durumu anlatacakken hükümdar ateş püskürür vaziyette en büyük vezirine sormuş: —Efendi söyle bu densize ne ceza verelim? —Hünkârım, bu adamı kırk katırın kuyruğuna bağlayıp sürütelim. —Aslına huuu… Nesline huuu!... Diye bir ses duyulmuş ihtiyarın yanına takılıp gelen dervişten. Sultan sesinin çıkarmamış ve ortanca vezirine sormuş: —Söyle bre bu herife ne yapılım? —Bu herifi keşkek edip leşini köpeklere yedirelim. —Aslına huuu… Nesline huuu!... Demiş yine fakir derviş. Hükümdar ona sert sert bakmış. Sonra aynı suali küçük vezire sormuş. Küçük vezirin cevabı şöyle olmuş: —Yüce Sultanım. Bu zavallı ihtiyar zaten ömrünün sonuna yaklaşmış. Yoksulluk ve devletin ilgisizliği yüzünden bir yalana tevessül etmiş. Kaldı ki aldığı her kuruşu fakir fukaraya dağıtmış. Affetmek büyüklük alâmetidir. Büyüklüğünüzü gösterip bağışlayıveriniz. —Aslına huuu… Nesline huuu!... Demiş derviş yine Padişah öfkeyle sesin geldiği yana dönerek adeta kükremiş: —Bre sen kim olasın ve niçin hep aynı şeyi söyleyip durmaktasın? Padişah huzurunda edep böyle mi olur? Derviş hükümdarı saygıyla selamlamış ve söze başlamış. —Haşmetlû Hünkârım! Senin büyük vezirinin babası katırcı idi, onun için ihtiyarı katırlara sürütmek istedi. Ortanca vezirin babası keşkek dükkânı işletirdi. Etin artığını da köpeklere atardı.O da babasının yaptığını uygun gördü bu ihtiyara. Şu küçük vezirine gelince; O asil bir vezir ailesinden gelmektedir ve vicdanı bu ihtiyara devlet himayesiyle mücazat etmesini gerektiriyor. Babasından da öyle görmüştü zira. Hepsinin sözleri, asıllarını ve hangi nesilden olduklarını göstermektedir. Bende o sebepten “Aslına huuu… Nesline huuu!...” diyorum. Padişahın merakı artmış. Hayretler içinde, bu fakir dervişin bütün bunları nereden bildiğini merak ederek sormuş: —Peki, derviş sen kimsin?—Ya sen, bu gün kimi bekliyordun Hünkârım?Sonra da önce küçük veziri ardından da kendisini işaret ederek,-İşte vezir, işte Hızır!...Deyip ortadan kayboluvermiş. *Bu sözün manası “Aslını da Allah’a havale ettim, neslini de! Demektir. Böyle bir temenni iyiler için dua; kötüler için ise bedduadır olmaktadır.
* İskender Pala’nın “İki Dirhem Bir Çekirdek” adlı kitabından
12 Eylül 2011 Pazartesi
“Şehitler Ölmez!”
“Getirdikleri gibi götürürler”
11 Eylül 2011 Pazar
Mehmetçik!
Kanımız, canımız, gözümüz bizimBu vatan peteği, baldır Mehmetçik!Gökte dalgalanır özümüz bizimÜstünde Ay-Yıldız, aldır Mehmetçik! Mehmetçik tarihte altından yaprakVatandır kanıyla sulanan toprakYüce bir göreve tâbi olarakYalnız bir Allah’a(cc) kuldur Mehmetçik! Peygamber dilinden övgüyle gelenHaksızlığın çelik zırhını delenİnsanları Hak’tan emanet bilenVe şefkatle saran koldur Mehmetçik! Gerçek kahramanlık karakter ondaCesaret, merhamet doğuştan kandaDevlerin açtığı sunî tufandaDünyayı kurtaran saldır Mehmetçik! Şehitlik verilmiş arşın katındaBütün âlem Mehmetçiğin farkındaDünya denen ihtiyarın sırtındaYünden ve ipekten şaldır Mehmetçik! Karınca ezilse gönlü üzülenNurdan bir ışıktır kalbe süzülenZalimin zulmünden sinen, ezilenMazlumun tuttuğu daldır Mehmetçik! Çakallar yok olur duyunca sesiVatan, millet, bayrak tek sermayesiGaziliktir, şehitliktir gayesiCennette en güzel güldür Mehmetçik! Kanımız, canımız, gözümüz bizimBu vatan peteği baldır Mehmetçik!Gökte dalgalanır özümüz bizimÜstünde Ay-Yıldız, aldır Mehmetçik!20.01.1994
Cengiz Han (Temuçin)
Temuçun'in ordusu, bir savaşta, güçlü bir düşman saldırısı karşısında dağılır, bozguna uğrar. O arada Temuçin da kaçarak terkedilmiş bir ahıra saklanır.
Orada umudunu yitirmiş, bitik bir halde gizlenirken, bir karıncanın mısır veya buğdağ tanesini dik bir duvarın diğer yanına taşımak üzere hamaratça çalışmasını ibretle seyreder.
Mısır veya buğday tanesi karıncadan büyüktür. Karınca taneyi duvarın üstünden aşırmaya çalışır. Bu çalışmayı tam altmış dokuz kere tekrarlar. Ve altmış dokuz kez geriye düşer. Temuçin karıncanın bu azmini bir bir sayar.
Başarma azminden hiç şaşmayan karınca, yetmişinci denemesinde başarır ve taneyi duvarın öteki tarafına aşırır.
Karıncadan dersini alan Temuçin, o an nara atarak ayağa kalkar. Ordusunu tekrar toparlar. Düşmanın üstüne gider, onları yener ve sonra Cengiz Han adını alır.
8 Eylül 2011 Perşembe
Rübailer
Yüce Dağlar Dumansız Olmaz
İnsan bu tasasız ve gamsız olmazYaşanan bir ömür amansız olmazGördük şahit olduk mütemadiyenYüce dağların başı dumansız olmaz10.08.1994
Adalet Kaf Dağında
Kanun, tüzük, yönergeAğızlarda lafta imişCiltlenmiş hep altın kaplıDizi, dizi rafta imiş Hayallere dalamadımHayattan tat alamadımÇok aradım bulamadımAdalet taaa.. Kaf da imiş06.09.1994
Hırsız!
Köyün birine hırsız dadanmış. Hırsız özellikle ayakkabılara meraklıymış. Cemaat camiye girip namaza durunca bulduğu ayakkabıları torbasına doldurup kayboluyormuş.
Sonunda köylü pusuya yatmış, hırsızı, torbası elinde kıskıvrak yakalamış. Köy heyeti toplanmış. Hırsıza ne ceza vereceklerini tartışmışlar. Birisi bir öneri getirmiş.
-En iyisi imam yapıp önümüze geçirmek. Böylece gözümüzün önünde olur, hırsızlık yapamaz...
Köylünün aklı bu işe yatmış, adamı imam yapmışlar...
Aradan yıllar geçmiş. Gurbete çıkan bir köylü dönüşte hırsız imamın neler yaptığını, hırsızlığın bitip bitmediğini sormuş. Demişler ki:
-Herif imamlığa devam ediyor, hırsızlık yapmıyor...
-Demek sorun çözümlendi?
-Yok canım... Birkaç adam tuttu. Hırsızlığı onlara yaptırıyor. Kendisi de “Hırsızlık günahtır, sakın çalmayın” diye vaaz veriyor...
7 Eylül 2011 Çarşamba
Altın Güzelliğini Soldurma
Her an sabırlı ol köpürme, taşmaBir anlık hevesle yanılıp şaşmaSen, sen ol, sakın ha haddini aşmaYaprağını, dalını yoldurma güzel!Altın güzelliğini soldurma güzel! Fitneyi kalbinden çıkar at sanaMutluluğu sevgi ile tat sanaGüzelliğe, sevgileri kat sanaYaprağını, dalını yoldurma güzel!Altın güzelliğini soldurma güzel! Çıkar şu gönlünden sahte ilahıDürüstlük her çağın altın silahıÇekemem diyorsan ah ile vah-ıYaprağını, dalını yoldurma güzel!Altın güzelliğini soldurma güzel! Edepsizlik kokmuş, sası değil mi?Kin, tüm gönüllerin pası değil mi?Ahlâk, güzelliğin hası değil mi?Yaprağını, dalını yoldurma güzel!Altın güzelliğini soldurma güzel! 28.02.2007
Ahmed Rüstem Bey
5 Eylül 2011 Pazartesi
Eşek, Yine Eşek, Adam Olmadı!
Yeni bir semerci gönder Allah’ım
Bakmışlar ki şikayetlerin karşılığı yok, son çare olarak bir meydanda toplanıp, “Yeni bir semerci gönder Allah’ım” diye dua etmeye başlamışlar.
Bir gün duaları kabul olmuş, köydeki semerci ölmüş, yerine yeni bir semerci gelmiş.
Eşekler, bayram etmişler. Ne var ki yeni semerci biraz acemi imiş, yaptığı semerler eşeklerin sırtında daha fazla yara açmaya başlamış.
Eşekler, yine meydanda toplanıp, ‘yeni bir semercinin’ gelmesi için dua etmişler.
Çok geçmeden mevcut semerci köyden ayrılmış, yerine başka bir semerci gelmiş.
Eşekler yine çok sevinmişler. Ama çok geçmeden yeni semercinin de ‘çok farklı’ olmadığını, semerlerin daha kalitesizleştiğini, yaralarının ise kötüleştiğini anlamışlar.
Eşekler, her seferinde yeni bir semerci göndermesi için Allah’a dua etmişler.
Bir semerci gitmiş, diğer semerci gelmiş.
Nihayet bir gün kafalarına dank eden eşekler, ‘semerciden kurtulmak’ yerine “Eşeklikten kurtulmak’ için dua etmeye başlamışlar. ***
Tecrübe sahibi atalarımız boşuna dememişler:
- “Sen eşşek olmaya niyet ettikten sonra sırtına semer vuran çoook olur.”
*21.06.2011 İsrafil K.KUMBASAR Yeniçağ
Biz devletimizi uyanık zannederdik
- “Be kadın bu kadar derin bir uykuya nasıl daldınız da hırsızı duymadınız?”
- “Padişahım, biz devletimizi uyanık zannederdik de ondan bu kadar derin uykuya daldık. Merak etmeyin artık böyle uyumayız.”
4 Eylül 2011 Pazar
Babamdan Öğütler (1)
Mustaf Kemal Atatürk'ün Sözleri
*"Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur."
*"Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar."
*"Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk Hükümetinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar sivil halkımıza da iyi bakmaktır."
*"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük isler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
3 Eylül 2011 Cumartesi
Gitti Bizim Ayakkabı!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)