19 Ağustos 2011 Cuma

Vahşi Batının 100 yıllık Sevr hayali!...

Batının talepleri
10 Ağustos 1920 
Bugün bölücüler, ‘özerklik’ ve ’çift dillilik “ adı adı altında ülkemizi parçalamak için hazırlanan Sevr’le aynı dili kullanıyor. İşte 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması’nın o maddeleri:
Madde 62.
Fırat’ın doğusunda, ileride saptanacak Ermenistan’ın güney sınırının güneyinde ve 27. Maddenin II/2. ve 3. fıkralarındaki tanıma uygun olarak saptanan Suriye ve Irak ile Türkiye sınırının kuzeyinde, Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel özerkliğini, işbu antlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak altı ay içinde, İstanbul’da toplanan ve İngiliz, Fransız ve İtalyan  Hükümetlerinden herbirinin atadığı üç üyeden oluşan bir Komisyon  hazırlayacaktır. Herhangi bir sorun üzerinde oybirliği oluşamazsa, bu sorun, komisyon üyelerince, bağlı oldukları Hükümetlerine götürülecektir. Bu plan, Süryani-Geldaniler ile, bu bölgelerin içindeki öteki etnik ve dinsel azınlıkların korunmasına ilişkin tam güvenceler de kapsayacaktır.
Madde 63.
Osmanlı Hükümeti, 62. Maddede öngörülen komisyonlardan birinin ya da ötekinin kararlarını, kendisine bildirildiğinden başlayarak üç ay içinde kabul etmeği ve  yürürlüğe koymağı şimdiden yükümlenir.
Madde 64.
İşbu antlaşmanın yürürlüğe konuşundan bir yıl sonra, 62. Maddede belirtilen bölgelerdeki Kürtler, bu bölgelerdeki nüfusun çoğunluğunun Türkiye’den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak Milletler Cemiyeti Konseyine başvururlarsa ve  Konsey de bu nüfusun bu bağımsızlığa yetenekli olduğu görüşüne varırsa, Türkiye de bu  bağımsızlığı onlara tanımayı ve bu  bölgeler üzerinde bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçmeyi şimdiden kabul eder. Bu gerçekleşirse, Kürdistan’ın şimdiye dek Musul İlinde oturan Kürtlerin, bu bağımsız Kürt Devletine kendi istekleriyle katılmalarına, Başlıca Müttefik Devletlerce hiçbir karşı çıkışta bulunulmayacaktır.

Amerika’nın talepleri
Tarih: 1920
İşte Sevr’in 62, 63 ve 64. maddeleri: Fırat’ın doğusunda, Kürtlerin yerel özerkliğini, İngiltere, Fransa ve İtalya’dan 3’er üyeli komisyon hazırlayacak. Osmanlı Hükümeti, komisyonun kararlarını 3 ay içinde kabul etmeyi ve yürürlüğe koymayı şimdiden yükümlenir. 1 yıl sonra bağımsızlık için Milletler Cemiyeti’ne başvururlarsa Türkiye bölgedeki tüm haklarından vazgeçecektir.

Bölücülerin talepleri
Tarih: 2010
İŞte BDP ile organik bağı olan DTK’nin geçen haftaki çalıştay(!) bildirgesi: 8 alanda örgütlenmeye gidilerek, özerklik inşa edilecek. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir. Kürtçe eğitim dilidir.

Bölücülerin talepleri / 19 Aralık 2010
Geçtiğimiz hafta sonu toplanan Demokratik Toplum Kongresi çalıştayından, Sevr Antlaşması’nda olduğu gibi, bölünmenin önünü açacak olan “Özerk Kürdistan” girişimi çıkmıştı. Taslağa göre, 8 alanda örgütlenmeye gidilerek, özerklik inşa edilecek. İşte o taslaktaki maddeler: “Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, Toplum Kongresi’nde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, Türkiye cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir.” Taslakta, Demokratik Özerk Kürdistan projesinin savunma politikasına da yer verildi. “Öz savunma” olarak tarif edilen politika, Kürtlerin kimliklerini koruma olgusuyla ilgili olduğu belirtilerek, “Tüm toplumlarda öz savunma, varlığını korumanın olmazsa olmazıdır. Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz savunma, toplumu iç ve dış güvenlik ihtiyaçlarına göre oluşturulur. Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halkların direnişini ifade eder” denildi. Taslakta ayrıca, “Kürtçenin kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılarak anaokulundan üniversiteye kadar eğitim dili haline getirilmesi sağlanmalıdır. Hizmet dili Kürtçe olmalı, yerleşim yerlerinin orijinal isimleri iade edilmelidir” ifadelerine yer verildi,

25.12.2010 Yeniçağ Gazetesi muhabiri Fatih ERBOZ’un haberinden

Bunları bilenler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kurulan 100 yıllık tuzağı fark etmektedirler.   Fark etmeyenlere  Allah akıl versin! Amin.

 

 

 

Hiç yorum yok: