18 Ağustos 2011 Perşembe

Terörün dünü...

Sizleri bilgilendirmek amacıyla geçmişe dönük  önemli gördüğüm konuları yazmaktayım. İnşallah yararlı olur.Terör örgütünün temeli 12 Eylül öncesinde atılmıştır. 12 Eylül öncesinden haberdar olmayan şimdiki gençlik birçok konuda bilgi sahibi değildirler. Sağ- sol kavgası olarak kamuoyunu kandırma çalışmalarında emperyalistler başarılı olmuşlardır. O dönemde etnik ayrımcılığa yönelik sloganların duvarlara yazıldığını bizzat okuyarak görenlerden biriyim. Duvarlardaki yazılar “DKK, Ala Rızgari, Biji Rızgari” gibi yazılar olmakla birlikte sol görüşlüler tarafından sloganlaşan “Halklara özgürlük” ifadesi de yerini almaktaydı. Sol grup içerisinde yer alan bölücü gruplar ağırlıklı bir etkiye sahipti. Hatta o günün CHP’sinde, daha sonra SODEP’te, DSP’de etkin çalışmalarda bulunmuşlardır.  Netice itibariyle kendilerine bir zemin oluşturmuşlar ve 12 Eylül sonrasında “düşük yoğunluklu çatışma ortamına
girmişlerdir.Bu  arada müttefiklerimizin “çekiç güç” marifetiyle terör örgütüne destek verdiği kesinleşmiştir. Birçok Nato toplantısında Türkiye’nin Güney Doğusu’nu farklı  bir devlet adıyla gösteren haritalar ortaya çıkmıştır. Buna ve benzeri olaylara TSK’nın tepkisi sert olmuş, Nato subaylarımız tarafından sorgulanmaya başlanmıştır…Bütün  bunlar yaşanırken siyaset sahnesinde de12Eylül sonrasında hükümeti kuran Turgut ÖZAL’ın “benim kanımda da Kürt kanı var” ifadesiyle başlayıp, Demirel’in “Kürt  realitesini kabul ediyoruz “ sözleriyle devam etmiş, Mesut Yılmaz’ın AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer söyleriyle gelişme göstermiş, Mehmet Ağar’ın “düz  ovada siyaset yapsınlar” sözleriyle de  bölücü hareket siyasette palazlanmış, Başbakan
Tayyip Erdoğan tarafından da önce “Kürt açılımı”adı altında çalışmalara başlanmış, tepki görmesi nedeniyle “Demokratik açılıma” dönüşerek devam etmiş ve bugün  kanla beslenen terör örgütü (adını söylemek ve yazmak onun reklamı yapmak demek olacağından yazmıyorum ve
söylemiyorum)Türkiye Cumhuriyeti Devletine yol haritaları hazırlayarak meydan okumaktadır.Terör örgütünü bitirmenin yolu bütün bağlantılarının kesilmesinden geçer. Örgüte adam kazandırmak için Kürt kökenli vatandaşlarımızı tehdit etmektedirler. Halk arasından para ve ilaç toplayabilmektedirler. Bu ve benzeri konularda maalesef devlet önlem almada geç kalmıştır.Bu acıları gelecekte yaşamamak için uzmanların görüşleri doğrultusunda çalışmalara hız vermek gerekmektedir. İstihbarat bunları başında gelmektedir.Bütün bunları yazarken bir fıkra aklıma geldi. Hikaye bölümünde de onu yayınlamayı düşünüyorum.

 

Hiç yorum yok: