30 Ağustos 2011 Salı

Ey Gençler!

Azınlık Vakıflarına verilen imtiyazları medya vasıtasıyla dinleyince, okuyunca  Ömer Seyfettin'in 1912'de yazdığı yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Yorumu siz okuyuculara bırakıyorum

Ey bugün eski devirden kalma mekteplerin dar dershanelerindeki kuru sıralar üzerinde müstakbeli kazanmak için çalışan gençler, sizi bekleyen vazifeler pek ağırdır. Siz, bütün dünyaca siyasi ve sosyal mevcudiyeti silinmek istenen bir milleti kurtaracaksınız. Evet bütün dünyaca... Avrupalıların hilal ve haç namına yaptıkları haksızlıkları şüphesiz biliyorsunuz. Unutmayınız ki, etrafımızdaki Bulgar, Sırp, Karadağ, Yunan hükümetleri ihtizar (bekleme) dakikalarımızı beklediklerini saklamıyorlar. Rumların, Bulgarların, Sırpların Osmanlıların vatanındaki mektepleri meydanda. Oralarda şiddetli bir Türk düşmanlığı talim olunuyor ve bunu bütün dünya biliyor, gazeteler yazıyor. O halde korkmayınız (...)
Harici düşmanlarımızın kırmızı pençeleri, bu pençelerin zehirli tırnakları içimizde, kalbimizin üzerinde kımıldıyor. Ey gençler bunları siz duymuyor musunuz? Yirminci asırdaki vâsi müthiş ehlisalib (haç ehli) silahsız ve medeni hücumlarını zavallı yetim hilâle, bizim üzerimize, Osmanlı Türklüğüne tevcih ediyor; 500, 600 sene evvelki mağlubiyetlerin intikam heyecanları bugün kabarıyor ve siz ey gençler, hâlâ uyuyor musunuz?
Uyanınız, zafer için düşmanlarımızı tanımak lazımdır ve biliniz ki, bu sırada muharebeyi ordular yaparsa da muzafferiyeti asla kazanamaz. Muzafferiyet intizam ve gelişmenindir (...) Gelişme ise ilmin, fennin, edebiyatın hepimizin arasında yayılmasına bağlıdır. Ve bunları neşir için evvela lazım olan millî ve umumî bir lisandır. Milli ve tabiî bir lisan olamazsa ilim, fen, edebiyat yine bugünkü gibi bir muamma halinde kalacaktır. Asrımız gelişme asrı, mücadele ve rekabet asrıdır. (Ömer SEYFETTİN  Genç Kalemler, 24 Nisan 1912)

 

*Raşim EKŞİ’nin ‘Türk’e ruh verenler’ yazısından

Hiç yorum yok: